bets10 yeni adresi mobilbahis güncel casino maxi yeni adresi deneme bonusu veren siteler deneme bonusu bonus veren siteler

Avrupa Birliği

Avrupa Birliği

Değerli arkadaşlar hep yazmak istediğim ve kendimce yorumlar yaptığım “Avrupa Birliği” konusunu sizinle dergimizin bu sayısında paylaşmak istedim.Umarım ne düşündüğümü tam olarak yazı dili ile ifade edebilirim.

Her yazımda okuyan arkadaşların pozitif veya negatif görüşlerini benimle paylaşmalarını bekliyorum.Ancak daha çok beklerim herhalde.Ya okumuyorsunuz veya geri bildirimde bulunacak kadar bana zaman harcamak istemiyorsunuz.Olsun ben bilgisini paylaşmayı seven bu bilgilerin milyonda bir insana bile olsa fayda sağlayacağını veya bakış açısını artıracağını düşünen bir insanım.Bilgisini paylaşmayan insanların bilgili olduklarını düşünmüyorum.Biliyor ama paylaşamıyor safsatasına da katılmıyorum.Bilen paylaşır.Kitap okumayan,gezmeyen,tarihi , kültürü ve coğrafyası  ile ilgilenmeyen bilgi fakiri bir toplumda yaşıyoruz.Bu ülke bizim,bu ülkeyi çok sevdiğimiz çocuklarımıza bırakacağız,onlara kültürümüzü,dinimizi ve dilimizi aktaracağız.Ama bunları bilmiyoruz ki aktaralım.Her ülkemiz vatandaşının en önemli görevi bu olmalıdır.Beni okuyan ama yorum yapmayan veya hiç okumayan ülkem insanlarını çok seviyorum ülkemi çok seviyorum ve her zamanda seveceğim,bilgi ve yorumlarımı da her zaman paylaşmaya devam edeceğim.

 

AVRUPA BİRLİĞİ Mİ? AVRUPA HİNLİĞİ Mİ?

 

Atamız cumhuriyetimizi kurduğunda görevlerimiz,değerlerimiz (misyon) ve hayallerimizi (vizyon) belirlemiştir.İsterseniz bunları sizin için tekrar burada belirteyim.Aşağıdaki tanımlamayı anayasamızdan çıkararak ben bu başlıklarda formatladım.Kusurum varsa af ola.

GÖREVLERİMİZ,DEĞERLERİMİZ(MİSYONUMUZ)

Türk Vatanı ve Milleti’nin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devleti’nin bölünmez bütünlüğünü Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, ölümsüz önderi ve kahramanı Atatürk’ün inkılap ve ilkeleri doğrultusunda,

 Hürriyetçi demokrasi ve belirlenmiş hukuk düzeni içinde millet iradesinin mutlak üstünlüğü ve egemenliğin kayıtsız şartsız millete ait olduğu anlayışıyla, toplumsal ve evrensel değerlere sahip çıkarak hareket etmek.

HAYALLERİMİZ(VİZYONUMUZ)

Dünya milletleri arasında eşit haklara sahip ve şerefli bir üyesi olarak,

Türkiye Cumhuriyeti’nin ebedi varlığı, refahı, maddi ve manevi mutluluğu ile çağdaş medeniyetler düzeyinin üzerine çıkmak.

 

 Şu unutulmamalıdır ki  insanların , kurumların , kuruluşların ve ulusların davranışlarını görevleri,değerleri ve hayalleri belirlemelidir.Avrupa birliği oluşumuna bu açıdan bakmamız ve değerlendirmemiz gerekir.

 Değer yönetimi konulu bir konuşma için davet edildiğim çok önemli bir kurumumuzda,üst yöneticilerden birisi Avrupa birliği konusundaki düşüncelerimi sordu Bu işe tarafmısınız değimlisiniz fikrinizi merak ediyoruz dediler.

 Efendim Avrupa birliği konusunda ülkemizi o masada ben temsil ediyor olsaydım , Avrupa birliğine, siz bizim istediklerimizi yapınız ben size Türkiye’yi vereceğim derdim diye yorum yaptım.Ancak konu ülkenin verilmesi kelimesi ile bittiği için ilk etapta dinleyicilere sempatik gelmedi.Bakınız diyerek onlardan Osmanlı’dan kalan topraklarımızı verin,ayrıca bizim dinimize geçin,bizim kültürümüzü benimseyin hatta kendi bünyenizde yeni birkaç devlet daha kurulmasına müsaade edin,bütün her şeyi bizden satın alın vb. ben size Türkiye’yi vereceğim ama ne zaman vereceğim bana sormayın bu belli değil,hele siz bizim söylediklerimizi yapınız biz değerlendiririz hatta belirli dönemlerde görüşme yaparız bizim istediklerimizi yerine getiriyormusunuz bakarız ona göre devam ederiz,size belki de Türkiye’yi hiç vermeyiz hele siz bizim istediklerimizi yapmaya  devam edin bir görelim. Dediğimizi düşünün dedim.Yani zaman vermiyorum bu yüzyılda olabilir bin yılda belki daha fazla,belki de hiç vermem.Bunu duyunca dinleyiciler benim tarafıma geçtiler

Avrupa birliğinin bizden istedikleri de aynen böyle.Bizi ne zaman alacaklarını söylüyorlar mı ? Hayır söylemiyorlar.Peki biz eğitimlerimizde anlatmıyor muyuz!  hedefler ölçülebilir olmalı bunun da ana unsuru zaman aralığının belirlenmiş olması diye.Eeeee Avrupa birliği bize zaman veriyor mu? Hayır,belki de hiç almayız size başka statü verebiliriz belki vermeyiz gibi komik yaklaşımlar sunuyorlar ve bizim çok değerli siyasi ve bürokratlarımızda bu kandırmacayı fark edemiyorlar.(Tüm hükümetler dahil)

 Bize desinler ki sizi 2500 yılında Avrupa birliğine alacağız,emin olun bu yaklaşım şimdikinden daha gerçekçi olur,en azından ölçülebilirliği var.

 Yaşlanmış ve kaynakları sınırlı Avrupa (özellikle Almanya, Fıransa,İngiltere ve İtalya) kendilerine bağımlı ve sürekli pazarlar yaratmak için böyle bir oluşuma öncülük etmişlerdir.Şimdiye kadar katılanlara bir faydasının olduğunu duyan varsa söylesin,hatta akıllı Avrupa ülkeleri bu birliğe katılmamışlardır.Bu birliğe üyelik sürecinde veya üyeliğinizde tüm Avrupa’daki kaynakların kullanımı,tarımın nasıl yapılacağı,kimin neyi üretip nereye satacağı,hangi zümreye ve şirkete nerede nasıl imtiyaz tanınacağı bu ülkeler tarafından planlanır ve uygulamanız istenir.Kendileri saterken engel koydurmayan ama alırken önünüze bir takım engeller koyan ayrıca konu Türkiye, Türkler ve Müslümanlar olunca işin içine başka hesaplarda girer.Dini,sosyal,kültürel,hukuksal,ahlaksal,ulusal vb konularda pazarlık meselesidir.Lütfen oyuna gelmeyelim.Hiç bir Avrupa devleti Türkler daha iyi şartlarda yaşasın diye bizi içlerine almazlar.Sadece biz Türkleri bu kandırmaca ile ne kadar sömüre bilir ne kadar zayıflatır ve nasıl parçalayıp yok ederiz onun düşüncesindeler.Kimse yanlış anlamasın bu sadece milliyetçi duygularla yazılmış bir yazı değildir.Akılcı ve analize dayalı bir yaklaşımdır.

Bizler Mustafa Kemal Atatürk’ümüzün bize çizdiği misyon ve vizyon yolunda ilerlemek için tabi ki değişen dünyaya entegre olmalıyız.Özellikle de gelişmişlik ve medeniyet  konusunda.İnsan hakları,insanlık vb konuları bilerek yazmadım.Çünkü bunu onlardan öğrenecek değiliz.Zaten bizim dinimiz insan ve insan hakları odaklıdır,dinimizi doğru dürüst yaşayalım ve yaşatalım yeter isterlerse bu konuyu onlar bizden öğrensinler.

Biz onların istediklerini yaptığımızda zaten Türkiye diye bir devlet kalmaz,kalsa da Avrupa birliği diye bir oluşum kalmaz.

Bizler kendi değerlerimiz,görevlerimiz ve hayellerimiz doğrultusunda ploitikalarımızı üretelim,kendi politikalarımız ile bağlantılı ölçülebilir hedeflerimizi belirleyelim,hedeflerimizi planlamamıza indirgeyelim,planlarımızı da davranışlarımıza indirgeyelim(yasa , kanunlarımız ve bilgimizle).Bu yolculuğumuz nereden geçecekse  korkmadan oraya girip geçelim.

Bu yolculukta kanunların değişmesi gerekiyorsa değiştirelim,davranışlarımızın değişmesi gerekiyorsa değiştirelim,ama ulusumuzu bir arada tutan değerlere sahip çıkarak.

Hoşça kalın bir başka kalemde buluşmak üzere

 

“Sevgisiz ve bilgisiz bir ulus, mükemmel bir köle olur”.

Hidayet ŞAHİN